7 Mart 2014

Tayland'daki 97 krizinin dış ülkelere etkisi

   Tayland'daki 97 krizi dış ülkelerden en çok Endonezya'yı etkilemiştir. Bu yüzden bu yazımızda Endonezya'yı ele alacağız.

   1997 Temmuz ayında Tayland’ın devalüasyon kararı ile ortaya çıkan Güneydoğu Asya Krizi kısa zamanda bölge ülkelerine sıçramış ve gerek bu ülkelerin dış ticaret hacmi içinde bölgesel ticaretin payının yüksek olmasının, gerekse ihracatın bölge ülkelerinin milli gelirinde yüksek bir paya sahip olmasının reel kurlardaki aşırı bir değerlenmeyi kabul etmemesi sonucu diğer bölge ülkelerini de devalüasyona zorlamıştır. Kriz, Tayland’ın devalüasyon kararından üç ay sonra, 1997 Ekim’inde Endonezya’ya sıçramış ve kur rejimi olarak bir bant sistemi uygulayan Endonezya’yı yaklaşık olarak yüzde 40’lık bir devalüasyon kararı almaya itmiştir.

   Endonezya ekonomisi, krizden önceki yıllarda ortalama yüzde 7 civarında seyreden güçlü bir büyüme performansı göstermiştir. Bu performans, büyük ölçüde GSYİH’nın yüzde 30-35’ine ulaşan ihracattan ve yoğun dış kaynak kullanımından kaynaklanmaktadır. 

   Yüksek ihracat oranlarına rağmen, 1991’den beri reel kurun değer kazanmasına bağlı olarak ithalat da hızla artmış ve ülke GSYİH’nın yüzde 5’ine ulaşan ölçüde cari işlemler açığı vermiştir. Bu cari açık, kısa vadeli sermaye hareketleri ile kapatılmakta ve uluslararası rezervler artmıştır. 

   Kısaca, devalüasyon gerçekleştiği sırada Endonezya ekonomisi, hızlı ve sürekli bir büyüme süreci yakalamış, önemli ölçekte bir kamu maliyesi ve / veya borç stoku bulunmayan (1996 sonu itibariyle toplam iç ve dış borcun milli gelire oranı yüzde 24’tür) bir ekonomi görüntüsü çizmektedir. Bununla beraber, esas sıkıntı finans sektöründe birikmiş ve krizin en önemli etkileri de bu sektörde hissedilmiştir.


   Bankacılık sektörüne, 1988 Kasım ayında, -Endonezya’nın 1980’ler boyunca devam eden ve sermaye hareketleri, dış ticaret  ile finans sisteminin liberalize edilmesi amacını güden reformlarının son ayağı olarak-  bir reform paketi uygulanmıştır. Reform paketi, finans sektörüne girişlere getirilen kısıtlamaları büyük ölçüde kaldırmıştı. Gerek yerli, gerek yabancı bankaların kurulması ve ülke çapında genişlemesinin önünde var olan kısıtlamalar giderilmiştir. Bu tarihten itibaren gerek hızlı ekonomik büyüme, gerekse tüketici talebindeki hızlı canlanma finans sektörü için önemli bir büyüme sürecini başlatmıştır.

   1988-1996 arasındaki dönemde bankacılık sektöründe banka sayısı, şube sayısı, personel sayısı ve banka bilançolarının milli gelire oranı büyük bir hızla artmıştır. 1992’de sistemin toplam aktiflerinin milli gelire olan oranı yüzde 30.8 düzeyindeyken; 1996’da bu oran yüzde 55.4’e yükselmiştir. Benzer şekilde banka sayısı da 1988-1991 döneminde 101’den 182’ye, özel bankaların şube sayısı da aynı dönemde beş katı bir artışla 559’dan 2639’a yükselmiştir.

   Bankacılık sektöründeki bu hızlı genişlemeye iyi yönetişim ile gözetim ve denetim faaliyetlerinde benzer bir artış eşlik etmemiştir. Dolayısı ile 1997 Ekim’ine gelindiğinde bankacılık sektörü hızlı ve kontrolsüz bir şekilde büyümüş, yüksek düzeyde risk almış, sermaye yapısı zayıf ve yeterli gözetim ve denetime tabi olmayan bir sektör görünümünde olmuştur.  

   Yukarıda sayılan unsurlar dışında ayrıca bankacılık sektörünün mülkiyetle ilgili sorunları da söz konusu olmuştur. Her şeyden önce, özel banka ve şube sayısındaki hızlı artışa rağmen, sektörde konsantrasyon yüksek kalmıştı. Krizden bir önceki yılda (1996) ilk on banka toplam aktiflerin yüzde 68’ine sahipti.

   Ayrıca, kamu bankaları ve aralarında büyük ölçeklilerin de bulunduğu bazı özel bankalar siyasi baskıya son derece açıktı ve kredilendirme politikaları siyasi müdahalelerden etkilenmiştir.
Yukarıda sayılan  nedenlerden dolayı, finansal krizin bankacılık sistemi üzerindeki etkisi de büyük olmuş ve çok sayıda bankanın kapatılması ve/veya birleştirilmesi ile sonuçlanan bir süreç yaşanmış; bu süreçte zaman zaman bankalara hücumlar da görülmüştür. 

   Bir önceki yazımız Tayland ekonomisinin canlı kalmasının sırrı hakkında bilgiler vermektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder